Bilimde doğruluğun tek ölçütünün “olgu”lar olduğu düşüncesinden hareketle, hayatını “Kürt” olgusu üzerinden, bilimsel bilginin üretilmesinin önünde engel olan “resmi ideoloji” ile hesaplaşmaya adayan İsmail Beşikci, yazdıkları nedeniyle ömrünün 17 yıl 3 ayını cezaevlerinde geçirmiş bir sosyologdur.
Cezaevi dışındaki zamanlarda biriktirdiği arşivi her gözaltı sırasında dağıtılıp, bir ara Milli Kütüphane’den yararlanması bile engellendiğinden cezaevlerini araştırma merkezleri, mahkeme salonlarını üniversite kürsüsüne dönüştüren bir sosyal bilimci olan Beşikci’nin, üniversitedeki ilk yıllarında bilim insanı/akademisyen adayı olarak ilgi duyduğu bir halk/kültüre üniversite ve siyasi çevrelerin yaklaşım biçimi, zihninde farklı ufuklar açmış ve ilk çalışmalarında ulus-devletleşme önünde bir “engel” olarak “sorun” edindiği Kürtleri daha sonra varlıkları bile inkar edilen bir halk olarak araştırma konusu edinmiştir. Bu yöndeki çalışmaların siyasal engellerle karşılaşması ve yazdıklarından dolayı üniversiteden uzaklaştırılıp yargılanması, yazarın Türkiye üniversitelerinde bilimsel bilgi üretimini kontrol eden resmi ideoloji ile tanışmasına yol açar ve bundan sonraki süreçte bu sorunun çözümlenmesine yoğunlaşır. Tüm baskılara rağmen bu süreç hala devam etmektedir.
Yirminci Yüzyıl Başlarında Kürd Aydınları ve Cumhuriyet Yirminci Yüzyıl başlarında birçok Kürd aydını ile karşılaşıyoruz. Bu Kürd aydınlarına rağmen, Türk siyasal hayatında önemli bir sorunun yaşandığı da dikkatlerden, gözlerden kaçmamaktadır. Bu yazıda aydınlarla birlikte bu sorun da ele alınacaktır. Kürd aydınlarını, doğum tarihlerini dikkate alarak şu şekilde gösterebiliriz: Abdurehman Nacîm (1833-1895) Seyid Abdülkadir (1851-1925) Emin Ali Bedirxan (1851-1926) Mihemed Emîn Feyzî (1862-1929) Halil ...
Yazının Devamını OkuVakfedilmiş Bir Hayat Kürdlerin ve Kürdçe’nin inkarı ve bu sürecin bir asra yakın bir zamandır sürmesi, Kürdlere ait her türlü kültürel ve edebi ürünlerin gasbedilerek Türklere kaydedilmesi Kürd toplumsal ve kültürel yapısında çok büyük olumsuzluklar yaratmıştır. İnkar sürecinin imha süreciyle paralel bir şekilde yürütüldüğü bilinmektedir. Bu red, İnkar, imha süreci, Kürdlerin, Kürdçe’nin kurumlaşmasını geciktirmiştir. Bu red, inkar, imha süreci, dünyada eşi görülmemiş bir süreçtir. Dikkat ...
Yazının Devamını OkuOrtadoğu Barış ve Güvenlik Forumu (x) Kürdler, Kürdler konusunu, Kürdlerin, Kürd toplumu olmaktan doğan haklarını ve özgürlüklerini gündeme getirdikleri zaman, hemen, Türkiye’nin güvenliği konuşulmaya başlar. Sadece Türkiye’nin değil, Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın güvenliği de gündeme gelir. Daha sonra İsrail’in, Körfez ülkelerinin Suudi Arabistan’ın vs. güvenlikleri gündeme gelir .Kürdler tarafından gündeme getirilen hakların, özgürlüklerin bu devletlerin, Türkiye’nin, Irak’ın, İran’ın, ...
Yazının Devamını OkuSon Gelişmeler Üzerine Devlet, Kürdlerin, Kürd olmaktan ve Kürd ulusu olmaktan doğan hiçbir hakkını teslim etmeden yani Kürdlere hiçbir şey vermeden, Abdullah Öcalan adını kullanarak ‘Öcalan’ın tecridi’vs. diyerek Kürdlerle barış yapmak istiyor. PKK/KCK’nin, ‘Kürd devletine karşıyız, federasyona da karşıyız’ türden açıklamaları, devlete, hükümete bu şekilde rahat davranma olanağı veriyor. Örneğin, PKK/KCK, ‘Öcalan’ın sağlığı, sıhhati, tecridi vs.’ konularında sık sık eylem yaparken, ...
Yazının Devamını OkuRêzdar Elî Ewnî, Bi xemgînî me bihîst ku bavê te yê birêz koça dawiyê kiriye. Em wekî Weqfa Îsmaîl Beşîkcî sersaxiyê ji malbat, nas û dost û hemû hezkiriyên gorbihişt Ewnî re dixwazin. Bila serê we û gelê kurd sax be. Cihê wî bihişt be! Serokê Rêverbiya Weqfa Îsmaîl Beşîkcî Îbrahîm Gurbuz ---
Haberin Devamını Oku