Bilimsel yönetim; tarih bilincini olgulardan hareket ederk somut gerçeği esas alır ve tahlil eder.Resmi ideoloji tarihi ve olguları tahrif eder,bilim yöntemi ile olguları tartışanlara cezai yaptırımlar uygular.
Bilimsel düşünce,yaşananları bilim kavramlarıyla ortaya çıkarmayı esas alır. Bu aaçıdan; Ermeni,Pontus,Ezidi ve Süryani , Alevi ve Kürd jenosidini ,Rum sürgünü,bu halkların variyetinin Türk devlet hazinesine nasıl aktarıldıgını özgürce tartışır.Resmi ideoloji ise olgulardan hareket etmez, inkar eder ,ırkcı şoven Türk görüşünü oluşturmayı hedefler ,inandırıcı olamadıgı için şiddetle bastırmayı esas alır. Bilim yönteminde ;duygusallık degil gerçekçilik , niyetler degil olgular esastır ve bundan taviz vermez. Resmi ideoloji ise çifte standartlı düşünceler ve davranışlar üretir, duygusal tepkilerin kurumlaşmasına neden olur. Bilim kuşkucudur, eleştiriye ve gelişmeye açıktır. Resmi ideoloji ”mevzuat” lar ile hareket eder, kabulü esas alır,”Türk ulusal duygularının zayıflatılmaması, incitilmemesi ve TC.Devleti’nin ”itibarı”sloganları uğruna, olgulara erişmeye, eleştirilere, değişime kendini kapatır, şiddetle karşısında durur.
Bilim yönetimi ;düşünce,ifade ve akademik tartışmaların özgür bir zeminde gelişmesi ve işlemesine sınırsız açıktır.Bunun için karşısına çıkan resmi ideoloji ile mücadele etmek, düşünce hayatına bilimi egemen kılmak için çaba sarf eder.Eleştiri kavramının geniş kapsamıyla kullanıldığı açıktır.Siyasal ve toplumsal eleştiriyi kuşkusuz içermektedir.Eleştiri bilimsel düşüncenin vazgeçilez bir öğesidir. Örnegin, Türkiye’de Kürd adıyla bilinen bir ulusun, Kürdçe adıyla bilinen bir dilin olmadıgı, çok uzun yıllar, bilinçle, kararlılıkla ve ısrarla savunulmuştur.Devlet,resmi ideolojiyi hakim kılmak üzere;kamu yönetimini, egitim kurumlarını, sendikalar,siyasal partiler,basın,radyo,TV,sinema,tiyatro gibi kitle haberleşme araçlarını en etkili ve yaygın bir biçimde kullanarak bu düşünceyi yaygınlaştırmaya ve topluma benimsetmeye çalışmaktadır. Devlet, ideolojik baskı araçlarını hep bu yönde kullanılır.
Türkiye’de resmi ideoloji böylesine kurumlaşmıştır. Bu kurumlaşma bilimin üretilmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu engeli aşmanın biricik yolu, bilimin resmi ideolojiyi eleştirebilmesidir.Resmi ideolojiyi eleştiremediği sürece bilimin gelişmesi ve saygınlık kazanmasının olasılığı yoktur. Bilim ve resmi ideoloji ilişkisinde görülen sorunlar sadece, Türkiye’de karşılaşılan sorunlar değildir. İran, Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Gana, Güney Afrika, Şili … gibi ülkelerede ve Doğu Bloğu ülkelerinde de resmi ideoloji vardır. Bilim -resmi ideoloji ilişkileri, oralarda da sorunludur. Resmi ideoloji oralarda da bilimin serbestçe gelişmesini engellemektedir.Kürdistan sorunu söz konusu olduğu zaman, mahkemeler bilimsel gerçeği değil, ideolojik gerçegi esas alarak yargılama yaparlar.
Kitabın kritik edilmesi dileğiyle.